Dijital dünyada bıraktığımız izler, özel hayatımızın gizliliğini tehdit eden önemli bir faktör olmuştur.
Unutulma hakkı, bireyin geçmişte yaşadığı olumsuz olayların, güncel olmayan bilgilerin veya itibarını zedeleyen içeriklerin dijital hafızadan silinmesini talep etmesine olanak tanır.
İnternet ortamında bir haberin, fotoğrafın veya videonun sonsuza kadar kalması, kişinin geleceğini ipotek altına alabilir. Bu durum, sadece bireysel bir huzursuzluk yaratmakla kalmaz, aynı zamanda ticari itibar kaybına ve sosyal izolasyona da yol açabilir.
Geçmişte yaşanan bir olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, basit bir Google aramasıyla bu bilginin taze bir haber gibi karşımıza çıkması, modern hukukun çözmesi gereken en karmaşık sorunlardan biridir.
Dijital itibar yönetimi, artık bir lüks değil, hukuki bir zorunluluktur. Bireylerin geçmişlerinden bağımsız olarak yeni bir sayfa açabilmeleri, anayasal bir hak olarak kabul edilmektedir. Ancak bu süreç, sadece bir talep formu doldurmaktan ibaret değildir; teknik ve hukuki prosedürlerin titizlikle işletilmesi gereken, stratejik bir mücadele alanıdır.
Unutulma Hakkı Nedir?
Dijital çağın en önemli hukuki kazanımlarından biri olan unutulma hakkı; internet ortamında kişinin adı ile arama yapıldığında karşısına çıkan, güncelliğini yitirmiş, yanlış veya kişinin manevi varlığını zedeleyen sonuçların indekslerden çıkarılmasını ifade eder.
Temelinde, bireyin geleceğini şekillendirirken geçmişin ağır yükünden kurtulması yatar. Özellikle Google unutulma hakkı türkiye uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları, bu hakkın sınırlarını belirleyen temel taşlardır.
Bu hak, mutlak ve sınırsız bir yetki değildir. Burada hassas bir terazi bulunur: Bir yanda kamunun haber alma özgürlüğü ve arşivsel bellek, diğer yanda bireyin özel hayatının gizliliği.
Avrupa Adalet Divanı’nın “Costeja Kararı” ile literatüre giren bu kavram, Türkiye’de de KVKK ve 5651 sayılı kanun çerçevesinde şekillenmiştir.
Unutulma hakkı, içeriğin internetten tamamen yok edilmesi anlamına gelmeyebilir; çoğu zaman arama motorlarının sonuç listesinden, kişinin adıyla olan bağının koparılması şeklinde uygulanır. Yani kaynak haber yerinde dursa bile, kişi arandığında o haberin bulunmaması hedeflenir.
Ancak unutulma hakkının uygulanması, her talep için olumlu sonuçlanacağı anlamına gelmez. Dijital hafızanın silinmesi için, bilginin kamu yararı taşıma vasfını yitirmiş olması gerekir. Örneğin, bir siyasetçinin yolsuzluk haberi ile sıradan bir vatandaşın yıllar önceki trafik cezası haberi aynı kategoride değerlendirilmez. Birincisinde kamu yararı baskınken, ikincisinde bireysel mahremiyet ön plana çıkar.

Unutulma Hakkı Başvuru Şartları
Bir içeriğin unutulma hakkı kapsamına girebilmesi için belirli kriterleri karşılaması gerekir. Mahkemeler ve arama motorları, başvuruları değerlendirirken somut olayın özelliklerine göre hareket eder. Her vaka kendi içinde özeldir; ancak genel geçer kabul görmüş bazı kıstaslar mevcuttur. Bu kıstaslar, hakkın kötüye kullanımını engellemek ve basın özgürlüğünü korumak adına geliştirilmiştir.
Başvurunun başarıya ulaşması için şu faktörler belirleyicidir:
- Zaman Aşımı: Habere veya içeriğe konu olan olayın üzerinden makul bir sürenin geçmiş olması gerekir. “Makul süre” kavramı, olayın niteliğine göre değişir; ancak olayın güncelliğini yitirmiş olması şarttır.
- Kamu Yararı: İçeriğin yayında kalmasında hala bir kamu yararı bulunup bulunmadığı sorgulanır. Tarihsel, istatistiksel veya bilimsel bir değer taşımayan içeriklerin kaldırılma ihtimali daha yüksektir.
- Kişinin Ünü: Topluma mal olmuş kişiler (siyasetçiler, ünlüler) ile sıradan vatandaşlar arasındaki mahremiyet sınırı farklıdır. Kamusal figürler için unutulma hakkı daha dar yorumlanır.
- İçeriğin Doğruluğu: Bilginin yanlış, yanıltıcı veya iftira niteliğinde olması, kaldırma talebini güçlendiren en önemli unsurdur.
- Çocukların Korunması: İçeriğin öznesi bir çocuk ise veya olay tarihinde kişi reşit değilse, mahkemeler çok daha korumacı bir tavır sergiler.
Bu şartların varlığı, otomatik bir silinme garantisi vermez. Hakim, “üstün kamu yararı” ile “bireysel yarar” arasında bir çatışma testi uygular. Eğer bireyin zarar görme ihtimali, toplumun o bilgiyi öğrenme hakkından daha ağır basıyorsa, unutulma hakkı devreye girer.
Google Arama ve Görsellerden İçerik Silme
Arama motorları, internetin giriş kapısıdır. Bir içerik kaynak siteden silinmemiş olsa bile, Google dizininden çıkarıldığında fiilen erişilemez hale gelir. Bu nedenle Google aramadan isim silme işlemleri, itibar yönetiminin en kritik aşamasını oluşturur. Google, bir yargı mercii değildir; ancak kendi oluşturduğu politikalar ve yerel yasalar çerçevesinde, kullanıcılardan gelen kaldırma taleplerini değerlendiren bir mekanizmaya sahiptir.
İsim silme işlemi, teknik olarak URL kaldırma (de-index) işlemidir. Google, ilgili URL’yi arama sonuçlarından çıkardığında, kullanıcılar adınızı arattığında o sayfayı göremez. Ancak bu işlem, sayfanın internetten tamamen silindiği anlamına gelmez; doğrudan linke sahip olanlar sayfaya erişmeye devam edebilir. Bu ayrım çok önemlidir. Tam bir temizlik için hem arama motoru nezdinde hem de içeriği barındıran yer sağlayıcı nezdinde girişimde bulunmak gerekir.
Süreç, bazen otomatik algoritmalarla bazen de manuel incelemelerle yürütülür. Google’ın şeffaflık raporlarına göre, her yıl milyonlarca URL kaldırma talebi gelmektedir. Bu taleplerin bir kısmı telif hakkı ihlali, bir kısmı ise kişisel hakların ihlali gerekçesiyle yapılmaktadır.
Başarılı bir sonuç alabilmek için, talebin hukuki dayanaklarının Google’a doğru bir şekilde sunulması şarttır. “Bu haberi sevmiyorum” demek yeterli değildir; o haberin neden hukuka aykırı olduğunun veya neden unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin kanıtlanması gerekir.
Google Görseller ve Fotoğraflar Nasıl Kaldırılır?
Görsel içerikler, metinlere göre çok daha hızlı yayılır ve akılda kalıcılığı daha yüksektir. Bu nedenle, izinsiz paylaşılan fotoğraflar veya videolar, birey üzerinde çok daha yıkıcı etkiler bırakabilir.
Google görsel kaldırma süreçleri, metin kaldırma işlemlerine göre daha spesifik prosedürler içerir. Özellikle rıza dışı paylaşılan mahrem görüntüler, reşit olmayan bireylerin fotoğrafları veya imza/kimlik gibi hassas kişisel verileri içeren görseller için Google’ın “acil müdahale” mekanizmaları bulunmaktadır.
Bir görseli Google arama sonuçlarından kaldırmak için öncelikle o görselin yer aldığı orijinal web sayfasının tespit edilmesi gerekir. Görsel, arama sonuçlarında küçük resim (thumbnail) olarak görünse bile, asıl kaynak farklı bir sunucudur. Kaynak siteden görsel kaldırılsa bile, Google önbelleğinde (cache) bir süre daha görünmeye devam edebilir. Bu durumda, “eski içeriği kaldırma” aracı kullanılarak, Google botlarının görselin artık orada olmadığını anlaması hızlandırılabilir.
Eğer görsel bir haber sitesinde veya sosyal medya platformunda ise, öncelikle ilgili platformun şikayet mekanizmaları kullanılmalıdır. Ancak, kaynak site görseli kaldırmıyorsa veya siteye ulaşılamıyorsa, doğrudan Google’a yasal talep gönderilerek görselin Türkiye IP’lerinden gizlenmesi veya tamamen indeksten düşürülmesi talep edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, görselin URL’sinin doğru kopyalanmasıdır. Arama sonuçlarındaki bağlantı değil, görselin kendi barındırma bağlantısı şikayet edilmelidir.
Kişisel İçerik Kaldırma Talebi (Google Formu)
Google, Avrupa Adalet Divanı kararından sonra, kullanıcıların unutulma hakkı kapsamında başvuru yapabilmesi için özel bir web formu oluşturmuştur. Bu kişisel içerik kaldırma talebi formu, bireylerin kendileri veya yasal temsilcileri tarafından doldurulabilir. Formda, kaldırılması istenen URL’ler, bu URL’lerin neden kişinin haklarını ihlal ettiği ve kimlik doğrulama belgeleri talep edilir.
Bu formun doldurulması basit gibi görünse de, “açıklama” kısmı hayati önem taşır. Google hukuk ekibi, buradaki beyanlara göre karar verir. Soyut, genel geçer ifadeler yerine; kanun maddelerine atıfta bulunan, ihlalin boyutunu net bir şekilde ortaya koyan ve neden kamu yararının bulunmadığını açıklayan bir metin yazılmalıdır. Yanlış veya eksik doldurulan formlar, genellikle “içerik kamu yararı taşımaktadır” gerekçesiyle reddedilir.
Form üzerinden yapılan başvurular, idari bir süreçtir ve bir mahkeme kararı niteliği taşımaz. Google, inisiyatif kullanarak talebi reddedebilir.
Reddedilen başvurular için tekrar tekrar aynı formu doldurmak yerine, hukuki yollara başvurarak mahkeme kararı aldırmak ve bu kararı Google’a iletmek çok daha kesin bir çözümdür. Ayrıca, bu form sadece Google arama sonuçlarını etkiler; Yandex, Bing veya Yahoo gibi diğer arama motorları için ayrı ayrı başvuru süreçleri işletilmelidir. Yani Google’dan kaldırmak internetten tamamen silinmesi anlamına gelmez.
Haber Sitelerinden İçerik Kaldırma ve Erişim Yasağı
İnternet haberciliği, hız odaklı yapısı nedeniyle teyit edilmemiş veya sonradan asılsız olduğu ortaya çıkan bilgilerin yayılmasına zemin hazırlayabilir.
Bir haber sitesinde yayınlanan gerçeğe aykırı bir haber, internetten haber kaldırma süreci başlatılmadığı sürece arşivlerde kalmaya devam eder. Haber siteleri, genellikle “tık alma” kaygısıyla, sansasyonel başlıklarla sundukları içerikleri kaldırmak konusunda isteksizdirler. Hatta bazı durumlarda, kaldırma talepleri yeni bir haber konusu yapılarak mağduriyetin artmasına neden olabilir (Streisand Etkisi).
İçeriğin kalıcı olarak yok edilmesi için kaynağında kurutulması gerekir. Bunun için izlenecek ilk yol, içerik sağlayıcıya (haber sitesine) veya yer sağlayıcıya ihtarname çekmektir. 5651 sayılı kanun kapsamında “uyar-kaldır” yöntemi olarak bilinen bu süreçte, site yönetimine hukuka aykırı içeriğin çıkarılması için makul bir süre verilir. Ancak, anonim bloglar, yurtdışı kaynaklı siteler veya kötü niyetli haber portalları bu ihtarlara genellikle cevap vermez veya olumsuz dönüş yapar.
Haber siteleriyle doğrudan iletişimden sonuç alınamadığında, devletin cebri gücünü kullanmak kaçınılmaz hale gelir. Erişim engelleme kararları, Türkiye’deki internet servis sağlayıcılarına iletilerek, söz konusu URL’ye Türkiye’den girişin engellenmesini sağlar. Ancak burada ince bir çizgi vardır; Anayasa Mahkemesi, basın özgürlüğünü kısıtlayıcı kararların çok titizlikle verilmesi gerektiğini savunur. Bu nedenle, haberin sadece “hoşa gitmemesi” değil, “kişilik haklarını açıkça ihlal etmesi” şartı aranır.
Erişim Engelleme (Yasağı) Kararı Nasıl Alınır?
Hukuki sürecin en etkili silahı, Sulh Ceza Hakimliği’nden alınacak bir erişim engelleme kararıdır. Erişim yasağı talepleri, 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, kişilik haklarının ihlali gerekçesiyle yapılır. Bu başvurular, duruşmasız olarak dosya üzerinden görülür ve genellikle 24 saat içinde karara bağlanır. Hız, bu sürecin en belirleyici faktörüdür; zira ihlal devam ettiği sürece zarar büyür.
Başvuru dilekçesinde, ihlale konu URL’lerin tek tek listelenmesi ve her bir URL’de yer alan içeriğin neden hukuka aykırı olduğunun açıklanması gerekir. Genel ifadelerle “hakkımda çıkan tüm haberlerin engellenmesi” şeklinde bir talep, hukuken mümkün değildir ve reddedilir. Hakim, talebi haklı bulursa, içeriğin yayından çıkarılmasına (içerik kaldırma) veya içeriğe erişimin engellenmesine karar verir. 2020 yılında yapılan yasal düzenleme ile artık sadece erişim engelleme değil, içeriğin tamamen silinmesi kararı da verilebilmektedir.
Erişim engelleme kararı, kesinleşmiş bir hüküm değildir; itiraza açıktır. Karşı taraf (haber sitesi), kararın kaldırılması için itiraz edebilir. Bu noktada hukuki argümanların sağlamlığı, kararın kalıcılığını belirler. Eğer hakimlik, başvuruyu reddederse, bir üst Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz hakkı doğar. Sürecin teknik detayları ve sürelerin kısalığı, hata kabul etmeyen bir işleyişi zorunlu kılar.
BTK Üzerinden İçerik Şikayeti
Mahkemeden alınan erişim engelleme veya içerik çıkarma kararının uygulanması aşamasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) devreye girer. Hakimlik, verdiği kararı doğrudan ESB’ye gönderir. ESB, bu kararı en geç 4 saat içinde erişim sağlayıcılara (Türk Telekom, Superonline vb.) bildirir. Btk içerik kaldırma mekanizması, kararın teknik olarak hayata geçirilmesini sağlayan yürütme organıdır.
Vatandaşların doğrudan BTK’ya başvurarak içerik kaldırması, sadece belirli suç tipleri (katalog suçlar: müstehcenlik, çocuk istismarı, kumar vb.) için mümkündür. Kişilik hakları ihlali durumunda, mahkeme kararı olmadan BTK’nın re’sen işlem yapma yetkisi yoktur. Ancak, özel hayatın gizliliğinin ihlali (5651 Sayılı Kanun Madde 9/A) gibi çok acil ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, doğrudan BTK’ya başvuru yapılarak tedbiren erişim engelleme talep edilebilir. Bu durumda dahi, BTK’nın uyguladığı tedbirin 24 saat içinde Sulh Ceza Hakimliği onayına sunulması zorunludur.
ESB’nin kurulmasıyla birlikte, kararların uygulanma hızı artmıştır. Eskiden her servis sağlayıcıya ayrı tebligat yapılması gerekirken, şimdi ESB üzerinden tek merkezden yönetim sağlanmaktadır. Bu sistem, mağduriyetin süresini kısaltmakla birlikte, teknik aksaklıklar veya URL hataları nedeniyle kararın uygulanmadığı durumlar da yaşanabilmektedir. Bu nedenle sürecin takibi, en az kararın alınması kadar önemlidir.

İçerik Kaldırma Dilekçesi ve Hukuki Süreç
Hukukta usul, esastan önce gelir. Haklı olmanız yetmez; hakkınızı doğru yöntemle, doğru makamdan ve doğru sürede talep etmeniz gerekir.
İnternetten içerik kaldırma dilekçesi, sürecin omurgasını oluşturur. Alelade yazılmış, hukuki terminolojiden uzak ve somut delillerden yoksun bir dilekçe, hakimin başvuruyu reddetmesine neden olur. Dilekçede, ihlalin ne olduğu, hangi yasa maddesine aykırılık teşkil ettiği ve talep edilen sonucun (URL engelleme mi, içerik silme mi) net bir şekilde belirtilmesi gerekir.
Dilekçe ekine, ihlal konusu içeriğin ekran görüntüleri, tarih ve saat bilgisiyle birlikte eklenmelidir. Çünkü siz başvuru yaparken veya hakim dosyayı incelerken içerik değiştirilebilir veya silinebilir. Delil tespiti, davanın seyri açısından kritiktir. Ayrıca, nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne hitaben yazılan dilekçede, “unutulma hakkı” kriterlerine atıfta bulunulmalı, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararlarından alıntılar yapılmalıdır.
Hukuki süreç sadece erişim engelleme ile sınırlı kalmayabilir. İçerik nedeniyle maddi veya manevi zarara uğrayan kişiler, Asliye Hukuk Mahkemelerinde tazminat davası açabilirler. Ayrıca, içeriği paylaşan kişiler hakkında, hakaret, iftira veya özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından Savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir. Ceza davası ve tazminat davası, erişim engelleme sürecinden bağımsız yürüyen, ancak birbirini besleyen süreçlerdir.
Avukat Desteği Gerekli mi?
İnternet hukuku ve bilişim suçları, klasik hukuk dallarından farklı olarak teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir alandır. Bireyler, teorik olarak kendi başvurularını yapabilirler; ancak pratikte yapılan usul hataları, hak kayıplarına yol açmaktadır. Bir bilişim avukatı, sadece dilekçe yazan kişi değil, dijital kriz yönetimini üstlenen stratejisttir. Hangi içeriğin hangi yöntemle (5651/9, 5651/9-A veya 5846 sayılı kanun) şikayet edileceğini belirlemek uzmanlık işidir.
Avukat desteği, sürecin hızlanmasını sağlar ve olası red kararlarına karşı etkin itiraz yollarını kullanır. Ayrıca, uluslararası platformlarla (Twitter, Facebook, YouTube vb.) yapılacak yazışmalarda, bu şirketlerin hukuk departmanlarının dilinden konuşabilmek, sonucun alınmasını kolaylaştırır.
Bilişim hukuku sürekli değişen ve güncellenen bir yapıya sahiptir. Dün geçerli olan bir yöntem, bugün işlevsiz kalabilir. Profesyonel bir destek almak, “deneme-yanılma” yöntemiyle zaman kaybetmek yerine, nokta atışı çözümlerle dijital itibarınızı koruma altına almanızı sağlar. Unutulma hakkı, sabır ve uzmanlık gerektiren bir yolculuktur; bu yolculukta pusulanızın sağlam olması gerekir.
Kaynak:
- https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5651&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5



